Kişisel gelişim alanıyla daha fazla gündeme gelen “içimizdeki çocuk” terimi aslında şema terapinin “çocuk modları” alt başlığında detaylı bir şekilde inceleniyor.
Şema terapi nedir öncelikle?
Bizi büyüten, yetiştiren kişilerle olan (ki bunlar çoğunlukla ebeveynlerimiz olur) erken dönem yaşantılarımız sonucu hepimiz kendimizle ilgili bir takım düşünceler, inançlar ve beklentiler geliştiriyoruz. Bu inançlar bizim dünyayı, hayatı, diğer insanları ve kendimizi anlamlandırma şeklimizi belirliyor. Psikolog Jeffrey Young ve arkadaşları geliştirdiğimiz bu hayat kurallarına “şema” adını veriyor. Bir nevi kalıplar diyebiliriz. Şemalar bebeklikten başlayarak gelişir ve yaşam boyu sürerler. Ebeveynlerimiz, kardeşlerimiz ve akranlarımızla olan incitici deneyimler sonucu öğrenilirler. Şema teorisinde 18 farklı şema alanı tanımlanmıştır. Bunlardan bazıları ve en sık rastladıklarımız arasında duygusal yoksunluk, terk edilme, başarısızlık, kusurluluk ve sosyal izolasyon şemalarını sayabiliriz.
Kişinin davranışları, düşünceleri, duyguları ve diğerleri ile ilişkilerini birçok şema belirleyebilir, buna rağmen tüm şemalar aynı zamanda etkin olmayabilir. Bazı şemalar etkinleşirken bazıları uykuda kalır. Şema Modu kişinin o andaki etkin şemalarını temsil eder. Bir şema modu, “kendimizin içinde” bir “yan”dır. Bizim bir tarafımızdır. Kişi bir diğer şema moduna geçtiğinde daha önce uykuda olan bir başka şema etkinleşir.