Bilişsel Davranışçı Terapiye göre bireyin durumlara verdiği duygusal tepkiler o duruma yüklediği yorum ve anlam ile şekillenir. Bu bakış açısı düşüncelerimizin, yaşadığımız duruma karşı duygularımızı, bedensel tepkilerimizi ve davranışlarımızı etkilediği temeline dayanır. BDT yaklaşımına göre insanların üzüntü ve kaygı gibi olumsuz duyguları hissetmesine yol açan şey çoğu zaman olayların kendisi değildir. Duygularımız ve davranışlarımız, olayları nasıl yorumladığımızdan etkilenir. Örneğin; bir durumu olumsuz, kötü veya tehlikeli olarak değerlendirdiğimizde tehdit altında, kaygılı, üzgün veya öfkeli hissedebiliriz. Bedenimiz gerilebilir ve savunmaya geçebilir. Diğer taraftan bir durumu olumlu veya sevindirici olarak değerlendirdiğimizde rahat ve mutlu hissederiz, bedenimiz de dingindir. Bir durumu nasıl algıladığımız ve yorumladığımız çoğunlukla geçmiş yaşantılarımızda öğrendiklerimizle ilişkilidir ancak düşüncelerimiz her zaman gerçekliği yansıtmayabilir ve gündelik hayatımızda zorlandığımız durumların temelini oluşturabilir. BDT kişilere, düşüncelerini ve yorumlarını yeniden değerlendirmelerine ve değiştirmelerine yardımcı olur.
BDT’nin temel amacı güncel konuları ele alarak, danışanın geçmiş deneyimleri ile pekişen yanlı-taraflı, olumsuz veya işlevsel olmayan düşüncelerinin ve davranışlarının farkına varmasını sağlamak, danışanı bilişsel (düşüncesel) ve davranışsal bir değişim yolculuğuna çıkarmaktır. Bu yolculukta terapist ve danışan iş birliği içinde düşünceleri ve yaşantıları sorgulayarak, araştırarak ve keşfederek ilerler. Terapist, danışanın gerçekçi ve yeni bakış açıları kazanması için çeşitli bilimsel kanıtlara dayandırılmış yöntemleri kullanarak danışana eşlik eder. Terapi sürecindeki nihai hedef danışanı terapi süreci sonrasına hazırlamak ve danışanın kendisinin terapisti olabilmesi için belli becerileri elde etmesini sağlamaktır. Bu nedenle, seans dışı kendine yardım alıştırmaları ve ödevler sürecin önemli bir parçasıdır.
Yapılandırılmış bir formatta ilerleyen BDT seansları ortalama 50 dk sürer ve haftada bir kez gerçekleştirilir ancak danışanın ihtiyacına göre bu sıklık danışan ile ortak bir karar ile yeniden düzenlenebilir. BDT her türlü sorun alanına hitap etmekle beraber özellikle depresyon, kaygı bozuklukları, panik atak, sınav kaygısı, ilişki problemleri, fobiler, yas, travma sonrası stres bozuklukları, yeme bozuklukları, obsesif kompulsif bozukluklar gibi birçok alanda etkili olduğu bilimsel olarak kanıtlanmış bir terapi yaklaşımıdır.